BirGün yazarı emekliye verilmeyen parayı yazdı: Kaynak değil tercih

Prof. Dr. Aziz Çelik, “Sosyal güvenlikte yalan rüzgarı!” başlığıyla BirGün gazetesinde bir yazı kaleme aldı.

“Sosyal güvenlik açıkları büyüyor’ iddiasının gerçek dışı olduğu, yalan olduğu bir kez daha resmi verilerle ortaya çıktı” diyen Çelik, “Bilindiği gibi hükümet emekli aylıklarını artırmamak için sık sık ‘sosyal güvelik sistemi zor durumda’, ‘sosyal güvenlik açıkları büyüyor’, ‘EYT hem sosyal güvelik sisteminin hem de bütçenin dengelerini bozdu’ gibi felaket tellallığı yapıyor. Emeklilere insanca aylıklar verilmesinin nedeni olarak sosyal güvenlik isteminin açıkları ileri sürülüyordu. Dahası bütçeden/hazineden sosyal güvenliğe aşırı kaynak ayrıldığı ve bunun giderek arttığı iddia ediliyordu. O kadar ki en düşük emekli aylığı 14 bin 469 liraya yükseltilirken bir lira bile yuvarlamama yapmamanın, 14 bin 470 TL, 14 bin 500 TL yapmamanın gerekçesi olarak ‘bütçe kısıtı’ gösteriliyordu. Son 10 yıllık bütçe verileri böyle bir kısıt olmadığının, iddiaların yalan olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

“EMEKLİ AYLIKLARININ DAHA FAZLA ARTIRILMASI MÜMKÜNDÜ”

Emekli aylıklarının kasıtlı bir şekilde artırılmadığını savunan Çelik, şöyle devam etti:

“2024 yılında bütçeden ‘Sağlık, Emeklilik ve Sosyal Yardım Giderleri’ başlığı altında Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan transferlerin tutarı 1 trilyon 436 milyar liradır. Ancak bunun 371 milyar lirası işveren teşviği ve ödeme gücü olmayanların GSS primidir. Sadece işverenlere sağlanan 5 puanlık SGK pirim desteği tutarı 268 milyar liradır. Bu miktarlar düşüldüğünde 2024 yılında bütçeden SGK’ya emekliler için yapılan transferler 1 trilyon 66 milyara düşmektedir. Dikkate alınması gereken tutar budur. 2024 yılı için dikkat çekilmesi gereken önemli bir husus ise bütçeye işveren desteği ve GSS primi hariç 1 trilyon 246 milyar ödenek konmasına rağmen bunun 1 trilyon 66 milyarı harcanmıştır. Diğer bir ifadeyle bütçeye SGK için konan 181 milyar liralık ödenek harcanmamıştır. SGK’nın bütçeye yükü artıyor safsatasını çürüten önemli verilerden biri budur. Eğer bu ödenek SGK için harcansaydı emekli aylıklarının daha fazla artırılması mümkündü. Hükümet elinde başlangıç ödeneği olmasına rağmen bu ödeneği harcamaktan kaçınmıştır. Bütçe kısıtı iddiası kendi mantığı içinde bile safsatadır.”

“BÜTÇEDEN SOSYAL GÜVENLİĞE AYRILAN KAYNAKLAR AZALTILDI”

SGK’ya yapılan bütçe transferlerinin bütçe içindeki payıyla devam eden Çelik, şu satırları yazdı:

“İşveren ve GSS desteği dahil harcama son 10 yılın en düşük düzeyindedir. Son üç yıl yüzde 13,3’tür. EYT yasasına rağmen bu oran düşmüştür. 2019 ve 2020’de yüzde 20 olan SGK’ya bütçe transferlerinin oranı 2022, 2023 ve 2024’te yüzde 13,3 oranında gerçekleşmiştir. 10 yıllık bir dönem aralığında baktığımızda ciddi bir eğrileme söz konusudur. İşveren ve ödeme gücü olmayanlar için yapılan transferleri dışarında tuttuğumuzda durum daha da vahimdir. Bütçeden SGK’ya yapılan transferler 2024’te yüzde 9,9’da kalmıştır. Bu oran 2019’da yüzde 16,3 düzeyindedir. Asıl ölçünün bu olduğunun altını çizmek lazım. 2023 yılında yüzde 11,1 olan bu oran 2024 yılında ciddi biçimde düşmüştür. Her iki ölçütü de dikkate aldığımızda bütçeden SGK’ya yapılan transferlerin bütçeye oranın düştüğü net bir biçimde görülmektedir. Bir diğer ifadeyle bütçeden sosyal güvenliğe ayrılan kaynaklar azaltılmıştır. Sosyal güvenlik harcamaları artıyor, sosyal güvenlik yükü artıyor iddiaları safsatadır. Bütçeden işverenlere yapılan SGK desteğine baktığımızda ise bu kalemin arttığını görüyoruz. 2015’te yüzde 2 olan bu oran 2023’te yüzde 1,3’e gerilemiş ancak 2024’te yüzde 2,5’a fırlamıştır. Emekliler için yapılan SGK transferleri azalırken işverenlere yapılan destekler artmıştır.”

TERCİH MESELESİ

SGK’ye yapılan bütçe transferlerinin giderek düştüğünün altını çizen Aziz Çelik, “Emekliler için ayrılan bütçe kaynakları giderek düşmektedir. Emekli aylıkları kaynak olmadığı için değil kaynak ayrılmadığı için, ayrılan kaynaklar düştüğü için sefalet düzeyindedir. Mesele bütçe kısıtı değildir. Sosyal güvenlik için yapılan kamu harcamalarının artırılmasının önünde bir bütçe kısıtı olmadığı tersine bunun bir politika tercihi olduğu biliniyor. Devletin resmi verileri meselenin bir tercih meselesi olduğunu gösteriyor. Dahası remi veriler bütün çıplaklığı ile ortadayken sosyal güvenlik felaketi masalları anlatılmaktadır. Daha fazla kamu harcaması ile, kayıt dışılığın düşürülmesiyle, istihdam oranlarının ve ücretlerin artırılmasıyla sosyal güvenlik alanında daha fazla harcama yapmak mümkündür. Yapısal düzenlemeler zaman alacaktır ancak bütçeden sosyal güvenliğe ayrılacak kaynaklar attırılarak emekli aylıklarının iyileştirilmesi mümkündür” satırlarını yazdı.

Related Posts

Petrolde yatay seyir -9 Temmuz 2025

Petrol fiyatları güne yatay seyirde başladı. Brent petrolün varili, uluslararası piyasalarda 69,47 dolardan işlem görüyor.

Vergi borcu olanlar için yeni dönem: Yüzde 400 yükseltildi

Vergi borçlarının taksitlendirilmesinde teminatsız tecil limiti 50 bin liradan 250 bin liraya çıkarıldı. Cumhurbaşkanı kararı ile yürürlüğe giren düzenleme sayesinde, artık daha yüksek tutarlardaki borçlar için teminat göstermeden yapılandırma yapılabilecek.

Mevduat ve yatırım fonlarında stopaj oranı artırıldı

Mevduat ve yatırım fonlarında stopaj oranı artırıldı

Faiz gelirlerini azaltacak karar Resmi Gazete’de: Rekor vergi alınacak!

Mevduat ve yatırım fonlarıyla ilgili karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı kararıyla, kısa vadeli TL mevduat ve yatırım fonları için stopaj oranı yüzde 15’ten yüzde 17,5’e yükseltildi. 6 aya kadar vadeli hesaplarda stopaj yüzde 17,5’e, 1 …

İslam Memiş altının yükseleceği tarihi açıkladı! “Alım fırsatı diyerek” tüyoyu verdi

Yılın ilk yarısında hem ons hem gram altın bazında kazandıran yatırım aracının son 3 aydır “dinlenme” sürecinde olduğunu belirten Memiş, bu dönemin yakında sona ereceğini ve yatırımcılar için yeni bir alım fırsatının doğabileceğini söyledi. Hem …

CHP’li vekiller açıkladı: Fındık devine yargı freni

CHP Ordu milletvekilleri Mustafa Adıgüzel ve Seyit Torun, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin Ferrero’nun fındık piyasasındaki tekelleşme girişimine son verdiğini belirterek, alınan kararı “fındık üreticisinin zaferi” olarak değerlendirdi.