Geçtiğimiz gün İstanbul’un Pendik ilçesinde terk edilmiş bir bebek bulundu. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Vakaya giden ve yakın zamanda anne olan Acil Tıp Teknikeri Büşra Durmaz, karnı aç olan bebeği kendi sütüyle doyurdu. Genç anne bebekle çektiği bir videosunu ise sosyal medya hesabından yayınladı. Sahipsiz bebeği kendi çocuğu gibi seven Durmaz, “Sizi süt kızımla tanıştırmak isterim. Nasıl güzelsin anneciğim sen, sen çok güzel bir kızsın…” sözleriyle de dikkat çekti. İstanbul’da terk edilen bebeği Acil Tıp Teknikeri emzirdi Durmaz ertesi gün ise hastaneye gidip bebeğe kendi çocuğunun kıyafetlerinden götürdü ve istek üzerine ismini kendisi koydu. Durmaz, ailesine ulaşılamayan bebeğe Nisa Mihriban ismini verdi. Öte yandan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da teknikerin o anlarını Twitter hesabından paylaştı. Durumu özetleyen Bakan Koca, “Pendik’te görevli Acil Tıp Teknikerimiz Büşra terk edilmiş bir bebek vakasına gitti. 14 aylık bebeği olan Büşra kardeşimiz aç bebeği kendi bebeği gibi emzirdi. Ertesi gün hastaneye gidip ilgilendi. Ona bebeğinin elbiselerinden giydirdi. İstek üzerine adını o koydu: Nisa Mihriban.” ifadelerini kullandı. 
Olayla ilgili konuşan ve bebek için mektup yazdığını söyleyen Durmaz, “Belki büyüdüğünde okur kendinin nasıl bulunduğunu bilmek ister diye ambulansla seyir halindeyken ona bazı şeyler yazdım. Esirgeme kurumuna gittiğimizde aslında teslim etmek istedim. Bunu çok dile getirmek istemiyorum ama ben de çok yıprandım ve bu sebepten veremedim. Mektup bende kaldı. Ziyarete gideceğim inşallah o zaman kabul ederlerse mektubu bırakacağım, ulaştıracağım.” diye konuştu. Büşra Durmaz: Kendi öz kızımı emziriyormuş gibi hissettim Muayene yaptıkları esnada bebeğin emme isteğinde bulunduğunu belirten Durmaz, şöyle devam etti: “Ağzıyla, başını sağa sola çevirip dilini çıkartıyordu. Sonra ben de bu isteğine karşılıksız kalamadım. Emzirmek istedim. Aldım, emzirdim. Hastaneye geldik ve biraz da hastanenin önünde emzirmeye devam ettim. Yirmi dakika boyunca emzirdim. 
Çocuk bürodan polis memurları geldiler. Olay yerinde ilk bebeği bulan beyefendi nisan ayı geldiği için ismine Nisa konulmasını istemiş. Onlar da süt annesi olduğum için benim de isim koymamı istediler. Kendi kızımın ismi Bade Mihriban olduğu için dedim ‘artık bir kızım daha var ikinci ismini koyayım.’ Nisa Mihriban olmasını istedim bu yüzden. Benden sonra ona bakan Ayşe hemşireden de soyismini vermesini rica ettim. Böylelikle ismini koymuş olduk.” Bebeği ilk gördüğündeki hislerini anlatan Durmaz, “Kendi öz kızımı emziriyormuş gibi hissettim. Çok çaresiz bir bebek var karşınızda. Hani gördüğünüzde hissedebileceğiniz duygu aslında acizlikten başka bir şey olmuyor sanırım. Çok çaresiz hissediyorsunuz siz de. Emzirirken aranızda kurduğunuz o bağ, o memeyi bırakmadan emmek istemesi… Hiç bırakmak istemedim. Hastaneye bıraktık. O yüzden tekrar görmeye gittim. Ertesi gün sabah uyandım, kızımın eşyalarından, kıyafetler ayarladım. Hastaneye tekrar görmeye geldim.” ifadelerini kullandı. 
Bebeğin cins köpeklerin olduğu bir arazide bırakıldığını görünce daha çok üzüldüğünü belirten Durmaz, “Bu sebepten gerçekten öfke içinde kaldım. Empati kurmak istiyorsunuz, ben de anneyim, benim de 14 aylık bir kızım var. Yani kendinizi yerine koymak istiyorsunuz ama hangi sebeple bir anne bebeğini boş bir arsaya bırakabilir? diye düşünüyorsunuz ve karşılık bulamıyorsunuz. Anneyi anlamaya çalışıyorum ama şartlar ne olursa olsun, devletimiz bu konuda zaten gerekli desteği sağlıyor. Bir anne olarak anlamaya da çalışıyorum ama yeterince cevap bulamıyorum bu konuda. Sadece beklentim umarım yani bir gün gerçekten Nisa Mihriban da öz annesinin yanında büyür. Öz annesi umarım ortaya çıkar ve geri bebeğini almak ister.” dedi. Durmaz tarafından Nisa Mihriban’ın nasıl bulunduğuna dair yazılan mektupta, “Sen hepimizin hayatına güneş gibi doğduğun için Marmara’nın o güzel çocuk hemşireleri göbek adına ‘Güneş’ dediler. Bu hikayemizin başlangıcı biliyorum muhakkak yeniden karşılaşacağız. Hayat sana adil davranmamış olabilir ama sen kendi hayatına adil davranırsın. Dört kol ile sımsıkı sarılı ve hak ettiğin iyi yaşamı kendi ellerinle inşa edersin.” gibi ifadeler yer aldı. 
Olayla ilgili konuşan ve bebek için mektup yazdığını söyleyen Durmaz, “Belki büyüdüğünde okur kendinin nasıl bulunduğunu bilmek ister diye ambulansla seyir halindeyken ona bazı şeyler yazdım. Esirgeme kurumuna gittiğimizde aslında teslim etmek istedim. Bunu çok dile getirmek istemiyorum ama ben de çok yıprandım ve bu sebepten veremedim. Mektup bende kaldı. Ziyarete gideceğim inşallah o zaman kabul ederlerse mektubu bırakacağım, ulaştıracağım.” diye konuştu. Büşra Durmaz: Kendi öz kızımı emziriyormuş gibi hissettim Muayene yaptıkları esnada bebeğin emme isteğinde bulunduğunu belirten Durmaz, şöyle devam etti: “Ağzıyla, başını sağa sola çevirip dilini çıkartıyordu. Sonra ben de bu isteğine karşılıksız kalamadım. Emzirmek istedim. Aldım, emzirdim. Hastaneye geldik ve biraz da hastanenin önünde emzirmeye devam ettim. Yirmi dakika boyunca emzirdim. Çocuk bürodan polis memurları geldiler. Olay yerinde ilk bebeği bulan beyefendi nisan ayı geldiği için ismine Nisa konulmasını istemiş. Onlar da süt annesi olduğum için benim de isim koymamı istediler. Kendi kızımın ismi Bade Mihriban olduğu için dedim ‘artık bir kızım daha var ikinci ismini koyayım.’ Nisa Mihriban olmasını istedim bu yüzden. Benden sonra ona bakan Ayşe hemşireden de soyismini vermesini rica ettim. Böylelikle ismini koymuş olduk.” Bebeği ilk gördüğündeki hislerini anlatan Durmaz, “Kendi öz kızımı emziriyormuş gibi hissettim. Çok çaresiz bir bebek var karşınızda. Hani gördüğünüzde hissedebileceğiniz duygu aslında acizlikten başka bir şey olmuyor sanırım. Çok çaresiz hissediyorsunuz siz de. Emzirirken aranızda kurduğunuz o bağ, o memeyi bırakmadan emmek istemesi… Hiç bırakmak istemedim. Hastaneye bıraktık. O yüzden tekrar görmeye gittim. Ertesi gün sabah uyandım, kızımın eşyalarından, kıyafetler ayarladım. Hastaneye tekrar görmeye geldim.” ifadelerini kullandı. Bebeğin cins köpeklerin olduğu bir arazide bırakıldığını görünce daha çok üzüldüğünü belirten Durmaz, “Bu sebepten gerçekten öfke içinde kaldım. Empati kurmak istiyorsunuz, ben de anneyim, benim de 14 aylık bir kızım var. Yani kendinizi yerine koymak istiyorsunuz ama hangi sebeple bir anne bebeğini boş bir arsaya bırakabilir? diye düşünüyorsunuz ve karşılık bulamıyorsunuz. Anneyi anlamaya çalışıyorum ama şartlar ne olursa olsun, devletimiz bu konuda zaten gerekli desteği sağlıyor. Bir anne olarak anlamaya da çalışıyorum ama yeterince cevap bulamıyorum bu konuda. Sadece beklentim umarım yani bir gün gerçekten Nisa Mihriban da öz annesinin yanında büyür. Öz annesi umarım ortaya çıkar ve geri bebeğini almak ister.” dedi. Durmaz tarafından Nisa Mihriban’ın nasıl bulunduğuna dair yazılan mektupta, “Sen hepimizin hayatına güneş gibi doğduğun için Marmara’nın o güzel çocuk hemşireleri göbek adına ‘Güneş’ dediler. Bu hikayemizin başlangıcı biliyorum muhakkak yeniden karşılaşacağız. Hayat sana adil davranmamış olabilir ama sen kendi hayatına adil davranırsın. Dört kol ile sımsıkı sarılı ve hak ettiğin iyi yaşamı kendi ellerinle inşa edersin.” gibi ifadeler yer aldı.